Blog Arşivi

17 Aralık 2016 Cumartesi

HARRY POTTER VE LANETLİ ÇOCUK/ İNCELEME


HARRY POTTER VE LANETLİ ÇOCUK
J.K. ROWLING
JOHN TIFFANY-JACK THORNE 
YAPI KREDİ YAYINLARI

-Lumos-

Uzun bir aradan sonra bu kitabın yayınlanmasına ihtiyacım varmış. Bir Potterhead olarak bunu rahatlıkla söyleyebilirim. 

Harry Potter ve Lanetli Çocuk iki bölümden oluşan, Jack Thorne tarafından J.K. Rowling ve  John Tiffany  ile birlikte yazdığı öyküden uyarlanan bir tiyatro metni şeklinde piyasa çıktı. İlk olarak 31 Temmuz 2016 da İngilizce basımıyla raflarda boy gösterdi ve daha sonra Türkçe çevirisine kavuştuk.

SEKİZİNCİ HİKÂYE. ON DOKUZ YIL SONRA...
"Harry ait olduğu yerde durmayı reddeden bir geçmişle boğuşurken, en küçük oğlu Albus da istemediği bir aile mirasının yükünü omuzlarında taşımak zorunda kalır. Geçmişle gelecek uğursuzca iç içe geçerken hem baba hem oğul tedirgin edici bir gerçeği, bazen karanlığın beklenmedik yerlerden geldiğini öğrenir" diyor kitabın tanıtım yazısı. 

Açıkcası ben bu kitabın kesinlikle film olarak beyaz perdeye uyarlanmasını isterdim. 'Fantastik Canavarlar Nelerdir ? Nerelerde Bulunurlar' beyaz perdeye üçleme hatta beşleme şeklinde geleceği söyleniyor. İzleyenler bilir doğruya doğru Fantastik Canavarlar filminde daha çok büyüye tanık olduk. Filmin hedef kitlesi yaş olarak artmıştı. Konu olarak da Harry Potter'ın yaşadığı dönemden oldukça öncesini, karanlık büyücü olarak Grindalwal'ın olduğu bir dönemi konu alıyor. Bu serinin tek heyecan verici yanı, tarihte Albus Dumbledore'un Grindalwal'ı alt etmesi. Sanırım serinin son filminde bu büyük savaşı izleyeceğiz. Konuyu dağıttım. Gelelim Lanetli Çocuğa...
Bende uzun süredir aklımdan "Harry Potter serisi devam etse sekizinci hikaye nasıl olurdu? " şeklinde geçiriyordum. Kitabı okuduğumda yazarlarımız benim ve eminim bir çok Pottethead'in aklından geçen bir seneryoyu kaleme almışlar.
Öncelikle "Ölüm Yadigarları"ndan bildiğimiz üzere Harry ve  Ginny evlenmişti. Ron ile Hermonie de öyle. Harry-Ginny çifti ve oğulları James Potter ve Albus Severus Potter, Hermonie-Ron çifti kızları Rose Granger Weasley, Draco Malfoy ve  oğlu Scorpius Malfoy baş rollerde yer alıyorlar. Cedric Diggory'nin babası Amos Diggory ve Cedric'in kuzeni Delphi Diggory, Profesör McGonagall, At adam Bane  gibi bir çok yan rolde yer alıyor. Ancak bu yan rolden birisi meğer ana rol olacakmış haberimiz yok :) 

                                                                                                   

 Hermonie yeni hikayemizde Sihir Bakanı olmuştur. Ron ise Fred ve George'un "Weasley Şakaları" işini devam ettirecektir.  Harry Sihirli Yasal Yaptırım Dairesi Başkanı ve Ginny ise aylık çıkan sihirli bir dergide ya da gazetede editör olmuştur. ( Ginny'nin ne işle uğraştığını unuttum) 
Harry'nin başından bir çok olay geldi geçti. Hogwarts savaşının üstünden 19 yıl gibi bir süre geçti. O sadece bir büyücü değil aynı zamanda bir baba. Lakin Harry kendini bu konuda yeterli görmüyor çünkü kendisinin bir babası olmadı ve nasıl baba olunur fikir sahibi değil. Aile içinde bunun zorluğunu çekiyor. Bu arada  Albus ve James  Hogwarts'a gitme çağına geliyorlar tabi Hermonie-Ron çiftinin kızı Rose da öyle. Her zaman ki gibi King's Cross istasyonunda 9-3/4 perondan Hogwarts ekprese biniyor ve doğrucu okula yol alıyorlar. Hikayede James bir Potter olarak aile geleneklerinden gelen bir özellikle seçmen şapka tarafından Griffindor evine yerleştiriliyor aynı zamanda Rose da öyle. Ama o da ne ? Sıra Albusa geldiğinde işler karışıyor. 

SLYTHERİN ! 
Evet yanlış duymadınız bir Potter slytherin de... Hogwarts savaşından sonra evlerin ayrımında artık " Karanlık büyücüler slytherinden çıkar" gibi kavramlar körelmeye yüz tutsada hala büyücü ailelerin gelenekleri devam ediyordu.  Örneğin yüz yıllardır slytherin evinde eğitim gören aileden gelen bir Malfoy'un HufflePuff ta olması komik kaçardı. 
Albus Slytherin evine yerleştirildi. Ama gariplikler bitmiyordu.

SCORPİUS MALFOY ! 
Draco Malfoy'un oğlu Scorpius,  Albus ile yakın arkadaş oldu. Hikayede Scorpius, babası Draco'nun aksine oldukça iyi kalpli ve arkadaş canlısı bir çocuk hemde Rose Granger Weasley den hoşlanıyor :)
 Tabi Harry Scorpius ile Albus'un arkadaşlık yapmasını istemiyor nitekim Malfoy ailesi özellikle Draco'nun babası Lucius Malfoy bir ölüm yiyendi. (Lord Voldemort'un müridi)
Gel zaman git zaman derken James derslerinde başarılı bir şekilde ilerlerken Albus oldukça güçlük çekiyor. Babası Harry Potter olunca okulda oldukça zor bir yük biniyor omuzlarına. Harry, birinci sınıfta bir dağ trolü ile savaştı; ikinci sınıfta bir basilisk öldürdü; üçüncü sınıfta yüz kadar ruh emici ile savaşıp küçük yaşına ve tecrübesiz bir büyücü olmasına  rağmen oldukça güçlü bir Patronus büyüsü yapmayı başardı; dördüncü sınıfta sonsuz şöhret vaat eden "Üç Büyücü Turnuvası"nı yaşı büyük rakiplerine rağmen kazandı ve Lord Woldmort la ilk düellosunu yaptı; beşinci sınıfta bakanlığın Voldemort'un korkusundan dolayı Hogwarts da niteliksiz büyücü yetiştirilmesi ve büyücü savaşında başarısız olunmasının amaçlandığı "sihirbazlıkta pratik değil teorik yaklaşım" gibi bir politikaya karşı savaştı ve vaftiz babası Sirius Black'i kaybetti; altıncı sınıfta en büyük idolü olan Albus Dumbledore'un, gözlerinin önünde eli kolu bağlı çaresizce ölümüne tanıklık etti ve son senesinde büyücüklük tarihinin en büyük savaşlarından olan Hogwarts savaşı ile Lord Volemort'u yok etti. Hal böyle olunca Harry'nin oğlu olmak büyük bir sorumluluk getiriyor. Fakat Albus büyü yeteneklerinde kardeşi James kadar başarılı değil. Tüm okul Albus'un üstüne geliyor. Herkes onun bir 'Kofti' olduğunu düşünüyor.

 
Bu yük omuzlarına ağır gelen Albus bir akşam babasıyla tartışıyor ve Harry kızgınlıkla oğluna "Senin benim oğlum olman hata" gibi bir laf söylemiş bulunuyor. Bu laf ile baba ve oğulun arası açılıyor. Bunlar yaşanırken Amos Diggory hala oğlu Cedric'in acısını çekmekte. Amos oldukça yaşlanmış ve tekerlikli sandalyede yaşamını sürdürmekte. Cedric'in kuzeni Delphi amcası Amos a bakıcıklık yapmakta. Bir ara Yaşlı Cadı ve Büyücüler Bakımevinde yaşamını devam ettiren Amos ile Albus irtibata geçiyor. 

"FAZLALIĞI ÖLDÜR !"
Albus babasının çok vurdumduymaz olduğunu düşünür. Zamanında onun için bir çok kişi hayatını kaybetmiştir. Bunlardan biriside Cedric Diggory di. Cedric genç yaşta hayata gözlerini yummuştu. Zamanında Cedric ve Harry üç büyücü turnuvasında son etapta kupaya aynı anda dokunarak anahtar vazifesi gören kupa aracılığıyla Lord Voldemort'un yeniden canlanacağı mezarlığa gelmiş ve Lord Volemort'un " Fazlalığı öldür ! " talimatıyla Cedric Kıl Kuyruk tarafından öldürülmüştü. İşte tam bu noktada babasının sözleride aklına gelen Albus kendini fazlalık olarak hissetmiştir. Ve Cedric aklına gelince Amos ile irtibata geçmiştir.
En önemlisi Albus çok önemli bir konuşmaya kulak misafiri olmuştur tam bu sırada.

" KURALLARI BİLİYORSUNUZ BAYAN GRANGER... " ZAMAN DÖNDÜRÜCÜ ! 
Bakanlık tüm zaman döndürücüleri topluyor ve yok ediyor. Hatırlarsanız zaman döndürücüyü ilk olarak üçüncü kitapta görmüştük. Profesör Mcgonagall oldukça çalışkan olan küçük Hermonie Granger'a bir dönemde aldığı derslerde aynı saatte olan çakışan derslere girebilmesi için bir zaman döndürücü vermişti. Şimdi ise yani 19 yıl sonra, daha uzun süre önceye götüren  yeni zaman döndürücüler çıktı ortaya. Bakanlıkta doğal olarak bu tehlikeli aletleri toplayıp yok etme kararı aldı. Fakat bizim çok bilmiş sevgili Hermonie Granger ımız yani sayın Sihir Bakanımız bu döndürücülerden birini ofisinde kitaplığa sihirli bir tuzak hazırlayarak saklamıştır. Bunun konuşulduğuna kulak misafiri olan Albus yakın arkadaşı Scorpius ile birlikte zaman döndürücünün peşine düşerler. Amaçları geçmişe gidip Cedric Diggory'nin kurtulmasını sağlamaktır. Bu konuyu Amos Diggory e de açarlar. Amos önce saçma ve imkansız görsede zaman döndürücüyü öğrenince kabul eder. Kuzen Delphi de Albus ve Scorpius'a katılır. Olaylar gelişirken iki kafadar zaman döndürücüyü ele geçirirler.  Bir kaç deneme yaparlar zamanda. Üç büyücü turnuvasının olduğu tarihe yolculuk ederler. Kaş yapayım derken göz çıkarır bizim iki yaramaz. Zamana ve olaylara müdahale edilmesi ki özellikle yanlış müdahale edilmesi kendi zamanlarına döndüklerinde başlarına oldukça büyük sorunlar açar. 

"ALT ÜST OLMUŞ BİR ZAMAN VE HAİN DELPHI"
Bu süre zarfında Delphi kuzeni Cedric'i kurtarma operasyonuna ortak olmuştur. Bizim yaramazlara yardım etmektedir. Tabi bir yandanda ortalıktan  kayıp olan Albus ve Scorpius' u aramak için Harry, Hermonie, Ginny, Ron ve Draco seferber olmuşlardır.  Albus ve Scorpius'u oyuna getiren Delphi onları Harry'nin anne ve babasının Lord Voldemort tarafından öldürüldüğü tarihe götürmüştür. Albus ve Scorpius orada sıkışıp kalmışlardır. Albus çok zekice bir yöntemle babasına, geleceğe  mesaj yollamıştır. Ve kurtarma ekibi Harry'nin anne ve babasının öldürüldüğü tarihe Draco'nun verdiği Malfoy ailesinin yadigarı olan bir zaman döndürücü ile  zamanda geriye ulaşmışlardır. Delphi... 
Delphi Voldemort'un Bellatrix Lestrange dan olan kızı çıkmıştır. Bellatrix'in Voldemort'a olan zaafı malumunuz. Zaman döndürücü sayesinde bir çocuk sahibi olmuşlar. Delphi ise babasına yani Lord Voldemort'a hayran ve onunla konuşup herşeyin başladığı ana yani Harry'nin ailesini öldürdüğü geceye gidip Voldemort'u durdurmak böylece Voldemort'un güçlerini yitirmesini engellemek niyetinde. Tabiki bu niyeti gerçekleşmiyor. Harry, Ginny, Hermonie, Ron ve Draco bir plan yapıyor ve Voldemort'u en iyi tanıyan kişi olan Harry onun kılığına girerek Delphiyi kandırıyor. Derken sihirler büyüler düellolar sonucu Delphi malup oluyor. Mutlu bir son ile Harry ve oğlu Albus kavuşup barışıyorlar.


Delphi kitapta oldukça güçlü bir büyücü olarak tasvir edilmiş. Uçabiliyor, çatal dili konuşabiliyor ve büyücülük sezgileri kuvvetli. Eğitimsiz bir büyücünün bu kadar özellik barındırması bana garip geldi. İlk başta dediğim gibi bende kafamda sekizinci hikaye hakkında kurgular yapıyordum. Voldemort'un çocuğunun ileride mürit toplayarak ölüm yiyenleri bir araya getirip Potter ailesinden intikam almasını  düşünmüştüm. Sadece çocuğu olacak kısmını tutturmuşum :) Ben oğlu olur diye düşünmüştüm.  Harry oldukça çaresiz ve yetersiz  bir ebeveyn olarak tasvir edilmiş durumda. Harry serilerde en sevdiğim karakter değil bu yüzden nasıl tasvir edilirse edilsin pek ilgilenmiyorum :) Harry'nin bakanlıktaki ofisinde bulunan  Dumbledore'un  portresi ile olan konuşmaları beni duygulandırdı. Benim Harry Potter serisindeki favori karakterim Dumbledore çünkü :)  Ayrıca Delphi'nin bir evlat olarak babasına hasreti ve hayranlığı beni etkiledi.  Yeni büyüler bekliyordum fakat bu konuda hayal kırıklığına uğradım. Tabi gene büyüye fazla tanık olamadık. Tiyatro metni değilde roman düzeninde olması tercihim olurdu. Herşeye rağmen bu kitap bana çok iyi geldi.

Bana kalırsa bu hikayenin kesinlikle filmi gelmeli. Bilemiyorum belki yıllar sonra bir filmi gelir. O günü sabırsızlıkla bekleyeceğim. 

-Nox-










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder